DEĞERLER ÜZERİNE SİYASET

Liderler, kendimi bildim bileli memleketimizde siyaseti realite üzerinden değil, değerler üzerinden yapıyorlar.

Dünyada olan bir takım gelişmeler, ister istemez bütün ülkeleri şu veya bu şekilde etkiliyor. Bir takım maddi iyileşmelerin (teknoloji) çağın icabından ziyade iktidarlara bağlamak bizde en geçerli modadır. Mesela telefonlar, televizyonlar vb. teknolojik gelişmeler bunlardandır. Teknolojik gelişme ürünlerinin memleketi doldurması, gelişmeyi göstermez; aksine sizin dışa bağımlılığınızı ve bunlara ödediklerinizle borç batağına saplanmakta olduğunuzu gösterir. Örnek mi istiyorsunuz. 2013 ile 2015 yılları arasında Türkiye'de satılan telefon sayısı 150 milyondur. Bunun mali boyutunu hesaplamak beni aşan bir şeydir. Peki, bu telefonların içinde Türk malı var mı? Yok!... Üretip de dışarıya sattığımız teknoloji var mı? Ne yazık ki o da yok. Bir zamanlar uçakların montajını yapıyoruz diye yeri göğü inlettiğimizi hatırlıyorum. Bununla övünüyorduk; oysa yaptığımız hiç bir şey yoktu. Sadece dışarıda üretilen parçaları alıp montaj yapıyorduk.

Ülkelerin gelişmişlik seviyeleri bilimde ve teknolojide ürettikleriyle ölçülür. Dünyaya satabildiğimiz ne var teknoloji adına? Sattıklarımızın milli ekonomideki payı nedir? Evet, bir takım saniyi ürünlerimiz var; ama bunlar belirleyici nitelikte şeyler değil. Yollar, tüneller, köprüler, hava alanları elbette her ülke için önemlidir; çünkü bunlar ülkenin dolaşım sistemini sağlayan kan damarları gibidir; ancak ülkenin gelişmesine, halkın refahına katkıları ya yok ya da çok sınırlıdır. Ekonomik dilde bunlara 'ölü yatırım' deniyor.

Gençlerle sohbet ederken geleceklerinden emin olmadıklarını, meslek seçmede, dolayısıyla nasıl bir öğrenim görmeleri gerektiği hususunda çok ciddi endişeleri var; çünkü memleketimizde tahsil görecekleri dalda iş alanları çok sınırlı. Bir zamanlar tarım ülkesiydik; artık değiliz. Pek çok hububatı Brezilya, Arjantin, Çin gibi ülkelerden ithal ediyoruz. Bir zamanlar canlı hayvan kaçakçılığı için tedbirler düşünürken, şimdi et fiyatlarını düşürmek için nereden hayvan alacağımızın hesabını yapıyoruz.

Benim siyasilerden isteğim şu: 'Bırakın Atatürk'ü, İsmet İnönü'yü, Menderes'i, Demirel'i bir kenara. Hatta Laikliği, Dindarlığı şunu bunu. Siyasetinizi lütfen yukarıda saydığım ve sayamadığım pek çok reel hususlar üzerine kurun. Eğitime önem verin; ama lafta değil. Ekonomiyi tartışın; ama onu bunu zengin etmeye veya günü kurtarmaya yönelik değil... Bunu yapın, kim beni ikna ederse uçtan uca yelpazedeki bütün partilere oy vermeye hazırım.

HASIL-I KELAM VESSELAM...